29 Ağustos 2017 Salı

3

‪'Ağustos, Ocak hatta yılın en güzel ayı olan Nisan. Senin sorunlarını devlet meselesi haline getirmediğimiz tek bir allahın günü söyle bana?'‬
‪Zeytin eline geçen herhangi bi şeyi duvara fırlatmamak, kısacası cam mam indirmemek için kendini zor tutuyordu. Derin bi nefes alarak döndü eşine. Bitmeye yüz tutmuş sigarasını küllüğe iyice bastırmakla meşguldü, yenisinin geleceği de her halinden belliydi. Lacivert ojelerinde eğreti duran yeni bir sigara daha yaktı. ‬
‪Zeytin onun bu haline daha da sinirlenmişti, hiçbir şey demeden kapıya yöneldi; ceketini alelacele üstüne geçirerek ayakkabılarını giymeye koyuldu. ‬
‪'O kadına mı gidiyorsun yine?'‬
‪Karanfil kirpiklerini titreterek kocasına döndü, dokunsalar ağlayacaktı. Ama tüm gücüyle dik durmaya çalıştı, yutkundu ve hiçbir şey anlaşılmasın diye Zeytin'e sert sert bakmaya başladı.‬
‪Zeytin önce dediği şeyi kavrayamadı ya da kavramak istemedi. Karısı bombayı alıp pimini çekmiş de elinde tutuyordu sanki. Başının karıncalandığını hissetti önce, ne yapacağını düşünemiyordu. Giymekte olduğu ayakkabıyı odanın duvarına fırlattı. Sessizliğin bozulması eskimiş duvarlarda yankı yapmıştı. Karanfil yerinden sıçrayıverdi.‬
‪'Allah kahretsin seni anladın mı, lanet olsun be! Hala mı lan? Hala mı onda aklın?'‬
‪Zeytin'in eli ayağı birbirine girmişti, kaşlarını eğdi, başını ellerinin arasına alarak kendini yumruklamaya başladı. Bi yandan da bi şeyler sayıklıyordu, arada bir duvarı yumrukluyor, tekmeliyordu. Karanfil kocasının elindeki kanı duvarda görünce irkildi ama kılını kıpırdatmadı. İstemsizce derin nefesler alıyor, göz ucuyla inip kalkan göğsünü seyrediyordu. Bakışlarını kocasına çeviriverdi aniden. Kendinde olmadığı her halinden belliydi; bi oraya bi buraya gidip geliyordu. Merak etti düşüncelerini, daha dikkatli inceledi onu. Zeytin karısının bakışlarını fark edince birden bağırmaya başladı.‬
‪'Ulan ne istiyorsun sen benden? Ömür törpüsü olmaktan başka ne getirdin ki sen hayatıma?'‬
‪Avazı çıktığı kadar bağırması Karanfil'in kulaklarını ağrıtmıştı, başıyla kendini kamufle etti. Kocası devam etti söylediklerine. Karanfil duvarlarına kulak dayayan komşularının kokusunu burdan alıyordu.  '..senin kıskançlıklarından, yanlış anlamalarından her bi şeyinden bıktım usandım ben artık...' ‬
‪Sesi git gide inceliyordu, delirmiş gibiydi. '..bıktım usandım...' ‬
‪Başı ellerinin arasında duvar dibine çöktü. Bi süre nefesini düzene sokmaya çalıştı, başaramayınca hıçkırarak ağlamaya başladı. Bağırıyor, kendine kızıyor, arada anlamsız şeyler mırıldanıyordu. Kolları dizlerine sarılmış vaziyette, başı diz kapaklarında bi ileri bi geri gidip gelmeye başladı, kendi kendine sallanıyor gibiydi. Bu sırada karısı yerdeki bükülmüş halıya bakıyordu. Zeytin'in yere çökmesiyle ikiye katlanmıştı. Kafayı yemiş olmaktan korktu, etrafı bi değişik görüyordu. Sanki beyni karıncalanıyor, rüyada gibi hissediyordu. Kendine gelmek için sigarasını çekti içine. ‬
‪Zeytin'in gözyaşları pantolonunu sırılsıklam yapmıştı. Yeni yeni kendine gelmiş gibi konuşmak istedi, sesi soluk gibi çıktı. Tekrar denedi. ‬
‪'13 yıl. Tam 13 yıl. Bi dediğini...' ‬
‪Gözü yerdeki duvara fırlattığı ayakkabısının diğer tekindeydi. ‬
‪'...bir dediğini iki etmedim.' ‬
‪Başını Karanfil'e çevirdi. ‬
‪'Aşıktım ben sana ya, deli gibi seviyordum be kadın. Noldu sana böyle?' ‬
‪Sona doğru tizleşen sesini duyunca kendine acımaya başladı. Tekrar ağlayacaktı sanki. Karanfil ona doğru bakmayınca gözlerini ayakkabısına dikti yeniden. ‬
‪'Masum bi kadın? Günahsız, utanmadın mı söyle allahın belası?'‬
‪Kendisini biri tarafından yönetilen kukla gibi hissediyordu. Tüm cümleleri senaryolanmıştı sanki. Bi anda aklına bi şey gelmişçesine ayağa kalktı, yavaş adımlarla yürüdü ona. Karanfil saçlarını geriye atarak ona döndü. Ne kadar aciz ve zavallı bi kocası olduğunu düşünüyordu o an. Biraz daha çekti sigarasından. ‬
‪'Masum bi kadın, masum bi kadın..'‬
‪Karanfil'e doğru yaklaştı.‬
‪'Yıllardır aramızdaydı değil mi? Kıskandın onu, iyiliğini, başarısını, ailesinin mutluluğunu kıskandın.'
‪Parmağını ona doğrultu. ‬
‪'Senin gibi alçak olmadığı için iftira attın ona, küçücük çocuğuna bile demedik küfür bırakmadın.' ‬
‪Bi anda geriye çekilip kaşlarını çattı, karısına tepeden baktı. ‬
‪'Sen gerçekten iğrenç birisin ya.'‬
‪Cümleleri ağır ve tonlayarak söyleyince havada kaldı sanki bi süre. Tüm kelimeler ve heceler Karanfil'in kulaklarında çınlıyordu. Ağzı açık kalarak sıvası dökülmüş duvara sabitledi bakışlarını. Boğazında kaskatı duran o yumru tüm bedenine baskı yapıyordu sanki. Annesiyle babasının silüeti belirivermişti gözünün önünde, onları görmezden gelerek yavaşça başını önüne eğdi. Tırnaklarını sararmış masa örtüsünün dantellerinde gezdirmeye başladı. ‬
‪Zeytin ne yaptığını kestiremiyordu. Bi anda nolduğunu anlamadan yere yığılıverdi. Takati ölmeden önce son nefesini vermek üzere olan masum bi ceylanınki kadardı. Buna rağmen bağırarak, çığlıklar atarak ağlamaya başladı. İçi o kadar yanıyordu ki, içini söküp atmak istedi. Karısının bacaklarına sarıldı, yüzünü gömdü. Ağlamaya devam etti. ‬
‪Karanfil dizlerindeki kocasına baktı. Bi süre öylece kaldı. Gerçekten kendinde değildi, hissetmekten dahi yoksundu. Tüm evi gözüyle taradıktan sonra bi noktada sabitledi bakışlarını. İnsan aklını yitirdiğini fark edebilir miydi? ‬

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder