30 Ağustos 2017 Çarşamba

5

‪Ayaklarım uyuşmuştu, topuklularımı çıkarıp gelişigüzel koydum ayakkabı dolabıma. Dağınıklık küçüklükten beni beni kendim gibi hissettiren tek şeydi. Sendeleyerek salona yürüdüm, yere atıverdim bi anda kendimi. Arkamdaki koltuğa güvenerek yasladım sırtımı, nefesimi bıraktım. Her şey olması gerektiği gibiydi. Gece boyu dinlediğim müzikler, konuştuğum insanların suratları gözlerimin önünden gitmiyordu. Kitabını bitiremeden emekliye ayrılmış bi yazardım bu gece, bi anda ortamdan bunalıp yine tek kişilik yalnızlığıma koşuvermiştim. ‬
‪Nefesimin daraldığını hissettim bi anda; kalem eteğimin beni rahatsız  etmesi  üzerine doğruldum, odama doğru yöneldim. Koridorda odaların önünden bir bir geçişim eski anılarımı barındıran fotoğrafları yakıyormuşum gibi hissettiriyordu. Havaya uçuşan küller tenimi gıdıklıyordu, hissettiğim boşluk dumanlar altında kalıvermişti. ‬
‪Odama girdiğimde yüzüme yayılan sıcaklık içimi gıdıkladı. Makyajımı çıkarma bahanemle oturdum tuvalet aynamın karşısına, kendimle bakıştım bi süre. Yüzümü her geçen gün daha da fazla kazımak istiyordum zihnime, ben annem gibi olmayacaktım. Onun her geçen gün kendini bile isteye boşluğa bırakışını seyrettim ben çocukluğum boyunca, gözyaşlarının yüzüne eklediği kırışıklıkları öperek uyudum. Evimizde bi süreden sonra ayna denen şeyin olmayışı ruhsal bi devrimdi gençliğime ait. Ama ben korkmuyordum; güneş lekerimi, mor halkalarımı, git gide belirginleşen kırışıklıklarımı benden bi parçaymış gibi görüyordum. Her bi çizgimde başka biri saklıydı; kendime baktığımda bana el salladıklarını, hala ölmediklerini görebiliyordum. Elime geçirdiğim bi tutam pamukla yavaş yavaş gözlerimi silmeye başladım. Omuzlarıma değmeyen siyah saçlarım bugün meydan okuyor gibiydiler. Dokundum onlara, teselli verir gibiydim. Sonbaharda kendini rüzgara bırakmış çiçeklere benziyorlar, dik durmaktan yorulmuşçasına salınıyorlardı. Öylece izledim onları, kendi bağımsızlıklarını ilan eden elmacık kemiklerimi seyrettim. Otuzumdan sonra beni daha da sevmiş gibiydiler. Kalktım masamdan. ‬
‪Parmaklarımın ucunda giysi dolabıma yöneldim, siyah geceliğimi geçirdim üstüme bi çırpıda. Hissettiğim rahatlama hoşuma gitmişti. Eğilerek göğüs kısmındaki potluğu düzelttikten sonra terk ettim odamı. ‬
‪Bu ev bana dayımdan kalmaydı, en azından alt katı. Dedeme yıllarca çektirdiği sıkıntıdan sonra onu kaybedince kendisi de kayıplara karışmıştı. Cenazesinde ona bağırdığım, küfrettiğim, yengemi de torunlarını da nasıl evimizden kovduğum geldi gözümün önüne. İçim daralmıştı düşündükçe. Bi insanın katil olması için sadece kan dökmesi gerekmiyordu. Düşünceleri savarcasına yöneldim mutfağa, birkaç saat öncesinden kalma şarabım göz kırpıyordu. Geceliğimin eteğini geriye atarak oturdum bar tabureme. Kırmızı şarabın kekremsi tadı damağımdayken farkında olmadan bi şarkı mırıldanmaya başladım.‬

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder